Ağız kokusu kişinin özgüvenini kaybetmesine neden olan, toplumdan dışlanmasına hatta evli çiftlerin boşanmasına kadar giden sosyopsikolojik bir sorundur. Hatta İbranilerde eşlerden birinde ağız kokusunun mevcut olması evliliğin sonlandırılmasına neden teşkil etmekteydi. Toplumumuzda ise sayıları azımsanmayacak kadar çoktur. İlgili kişiye kendi ağzının kokusu gelmez, sadece karşı taraftaki bir kişi tarafından belirlenebilir. Toplumumuz ise ağız kokusunun varlığını söylemeyeceğinden hasta kişiden uzak durmayı tercih eder. Bu sorun zamanla kişinin yalnızlığa itilmesine neden olur.
Çevremize dikkat ettiğimizde, elini ağzına kapatarak konuşan kişileri fark etmişsinizdir. Ya da bu özellik sizde de mevcut olabilir. Her kim olursa olsun ağız kokusu mutlak surette tedavi edilmesi gereken, önlem alınması icap eden bir problemdir.
Tıp alanında “halitozis” olarak isimlendirilen ağız kokusu ya başkaları tarafından belirlenebilir, ya da hastanede sağlanılan özel testlerle belirlenebilmektedir. Hastanelerde bulunan gaz kromotografları ve sülfit monitörler nefesin içeriğini tespit edip, ağız kokusunun varlığını belirleyebilirler.
AĞIZ KOKUSU NASIL ORTAYA ÇIKAR?
Ağız kokusunun büyük bir çoğunluğu –tabii ki iç organlarda bir sıkıntı yoksa- ağızda bulunan bakterilerin çıkarmış olduğu “hidrojen sülfür”den kaynaklanmaktadır. Ağızdaki bakteriler dişler arasında kalan yemek artıklarını ayrıştırırlar. Ağız ve diş temizliğine yeterinde dikkat edilmediğinde hidrojen sülfür üreten bakterilerin sayısı artar ve artan hidrojen sülfür ağız kokusuna neden olur. Ağız, bedenimize bir giriş kapısı olduğundan, iç hastalıkların engellenmesinde ve sağlıklı olmada ağız temizliğinin önemi büyüktür.
NEDENLERİ NE OLABİLİR?
Genelde yenilen yemek sonrası, her insanda ağız kokması normaldir. Bizim değineceğimiz nokta ise süreklilik arz eden ağız kokusu bulgularıdır. Sorunun büyük çoğunluğu ağız içi bakımın yeterince yapılmamasından kaynaklanır. Ağız kokusunun sadece ağız ve diş nedenli olduğunu söyleyemeyiz. Bazı iç organlara bağlı problemlerde ağız kokusuna neden olabilir. Bunları sıralayacak olursak;
Ağızdaki bir enfeksiyon
Diş eti rahatsızlıkları
Diş çürükleri, gömülü 20’lik diş
Akciğer iltihabı
Burun hastalıkları
Ağızdaki protezlerin bakımsızlığı ya da yanlış takılmış protezler
Yüzde bulunan sinüslerdeki bir iltihaplanma(sinüzit)
Diyabet(şeker hastalığı)
Tükürük yapısının bozulması
Mide ve bağırsak kaynaklı rahatsızlıklar
Böbrek yetmezliği
Ağız kuruluğu
Bademcik iltihabı(tonsilit)
Farenjit(yutak iltihabı)
Larenjit(gırtlak iltihabı)
Lösemi ya da kan hastalıkları
Alkol ve sigara kullanılması
Karaciğerde oluşan bir sorunda da ağız kokusu bulguları gözlemlenebilir.
AĞIZ KOKUSUNDA TEDAVİ
Fizyolojik yani doğal olan ağız kokusunda dişler fırçalanabilir, gargara kullanılabilir ya da sakız çiğnenebilir. Şekersiz sakız, tükürük salgısını artıracağından ağız kokusunun önlenmesinde size yardımcı olabilir.
Soğan, sarımsak yiyen bir kişide, sarımsağın sindirimine bağlı olarak akciğer yolu ile nefesten sarımsak kokusu gelebilir. Bu da normal karşılanan fizyolojik bir durumdur. Bu tip durumlarda tedaviye gerek bulunmamaktadır.
Tedavi ağız kokusunun kaynağına göre yapılmaktadır. Bu neden ilk etapta ağız kokusuna neden olan teşhis belirlenmelidir. Şayet diş ya da diş eti kaynaklı olduğu düşünülüyorsa, diş hekimine gidilip muayene olunmalı, diş çürükleri varsa dolgu ya da kanal tedavisi yapılmalı, diş taşları yok edilmelidir. Ağız içindeki protez ve köprülere bakım yaptırılmalı, değiştirilmesi gerekenler yenilenmelidir. Ağız içi enfeksiyonlarda ilaç kullanımı kaçınılmaz olabilir. Ağız kaynaklı kokularda başarı oranı neredeyse %100 dür. Ağızla ilgili gereken müdahaleleri yaptığınızı ve ağız kokusunu gideremediğinizi düşünüyorsanız, ağız dışı sebeplerin araştırılması ve tedavisinin yapılması yerinde olacaktır.
İç organlara bağlı olan ağız kokularında ise bir doktordan destek alınarak tedaviye başlanmalıdır. Uygun görülen tedaviden sonra koku giderilmektedir. Farenjit, sinüzit, larenjit, geniz eti ya da tonsilit sorunlarında ilaç tedavisine başvurulabilir gerekirse cerrahi operasyona gerek duyulabilir.
Bir diğer tedavi sayılabilecek metot ise protezlerin bakımıdır. Protezlerin çoğu altlarında bakteri üremesine fırsat veren yapılardır. Protez temizliği için tasarlanmış özel diş ipleri bulunmaktadır. Bu diş ipleri kullanılarak gereken temizlik yapılmalıdır.
AĞIZ KOKUSUNA NASIL ÖNLEM ALABİLİRİZ?
Ağız kokusunu gidermek için ilk yapılacak olan diş fırçalamaya yeterli zaman ayırabilmeyi bilmektir. Diş fırçalama 3 dakika kadar sürmeli, bakterilerin üremesine fırsat tanıyan dilin temizlenmesi unutulmamalıdır. Ağız kokusunu gidermek için bitkisel tedavi uygulamalarını da tercih edebilirsiniz. Bazı bitki tohumları ve özellikle anason, maydanoz yağı kapsülü ağız kokusunu gidermede yardımcı olacaktır.
Ağız temizliğinde misvak kullanılmasının da önemli bir yeri vardır. Misvak ağız kokusuna neden olan bakterilerin en büyük düşmanıdır. Misvakın aynı zamanda sağlık için başka yararları da vardır. İşte bunlardan bazıları; dişlere parlaklık verir, balgamı keser, görmeyi kuvvetlendirir, hafızayı güçlendirir. Aynı zamanda misvakın bileşiminde diş eti enfeksiyonlarına karşı korumakla görevli maddeler (sodyum bikarbonat)bulunmaktadır. Sodyum bi karbonat, diş ve diş etlerini korumada etkin bir madde olduğu diş hekimleri tarafından onaylanmaktadır. Tükürük salgısını artırma özelliğinden ötürü ağız kuruluğuna engel olur. Ağız kuruluğu bakteriler için çok uygun bir ortamdır.
Buna ilaveten tarçın bitkisinin kullanımı ağız temizliği ve ağız kokusunun önlenmesindeki yeri mühimdir. Yiyecek ya da içeceklerinize katarak istifade edebilirsiniz.
Su içmek de ağız kokusu ve ağız içi yaraların önlenmesinde önemli bir silah olarak kullanılabilir. Su içmek tükürük salgısını da artıracağından bakterilerle mücadelede önemli yer tutar.
Un, şeker ya da glikoz içeren gıdalar tüketmemeye özen gösterin. Bu gıdalar bakterilerin en sevdikleri ve hızlı çoğalmalarını sağlayan gıdalardır. Diş çürüklerine fırsat vermemek için tüketiminizi sınırlayın.
ALINTI