Sindirim borusunun ilk boşluğu olan ağız mukoza dediğimiz ince bir epitel tabakası ile kaplıdır. Mandibula denilen alt çene kemiği ve maksilla denilen üst çene kemiği üzerinde sıralanmış dişler ve yanak ile çevrili olan ağız boşluğu önde dudaklarla kapanır arkada sindirim ve solunum borusuna açılır. Ağzın içinde birçok kasların birleşmesinden oluşan çiğneme ve konuşma işlevinde yardımcı cok hareketli bir organımız olan dil bulunur. Yediğimiz ve içtiklerimizden zevk almamızı sağlayan tat alma duyusunun organı olarak dil bu işlevini üzerinde bulunan tat alma tomurcukları aracılığıyla yapar besin ve cisimlerden aldığı kimyasal değişiklikleri beyine iletir. Bu tomurcuklar başlıca 4 temel tadı (tatlı ekşi acı tuzlu) ve dokunma duyusunu hissederler. İnce tat farklılıklarında koku alma duyusunun da ortak rolü vardır.
Dilin kuruması ve paslanması (kızıl tifo pnömoni gibi) bazı ateşli hastalıklarda dizanteride üremide akut karaciğer hastalıklarında görülür ve teşhiste hekime yardımcı belirtilerin başında gelir. Ağız kokusu (halitosis) denilen çevreyi ve kişiyi rahatsız eden koku da bazı hastalıkların (asidoz üremi ve karaciğer koması) belirtisi olabileceği gibi ağız bakımı ve sağlığına önem vermeyen kişilerde dişeti iltihaplarından (piyore) veya çürük dişlerden de ileri gelebilir.
Dil üzerinde ortaya çıkan ve aft denilen herpetik yaralarla dil iltihapları dilde ağrılı yanma duyusuna (glossodynia) neden ola-
bilir ve hastanın nekime baş vurmasını gerektirir Bozuk dişler protezler bazı enfeksiyon etkenleri (virüsler mantarlar) ve beslenme bozuklukları da dil iltihabına yol açabilir.